Ayetel Kürsi

Ayetel Kürsi hakkında Hadisi Şerif; "Yatağa girdin mi Ayetel Kürsi'yi sonuna kadar oku. Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz."

 

Alak Suresi (Alâk Sûresî) okunuşu ve anlamı

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ (١)

1-)

Diyanet: Yaratan Rabbinin adıyla oku!

Diyanet Vakfı: Yaratan Rabbinin adıyla oku!

E. Hamdi Yazır: Yaratan Rabbinin adıyla oku!

خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ (٢)

2-)

Diyanet: O, insanı "alak"dan yarattı.

Diyanet Vakfı: O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

E. Hamdi Yazır: O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.

اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ (٣)

3-)

Diyanet: Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.

Diyanet Vakfı: Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.

E. Hamdi Yazır: Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ (٤)

4-)

Diyanet: O, kalemle yazmayı öğretendir,

Diyanet Vakfı: O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

E. Hamdi Yazır: O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.

عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ (٥)

5-)

Diyanet: İnsana bilmediğini öğretendir.

Diyanet Vakfı: İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.

E. Hamdi Yazır: İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

كَلَّا إِنَّ الْإِنْسَانَ لَيَطْغَى (٦)

6-)

Diyanet: Hayır, insan mutlaka azgınlık eder,

Diyanet Vakfı: Gerçek şu ki, insan azar.

E. Hamdi Yazır: Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.

أَنْ رَآهُ اسْتَغْنَى (٧)

7-)

Diyanet: Kendini yeterli gördüğü için.

Diyanet Vakfı: Kendini kendine yeterli gördüğü için.

E. Hamdi Yazır: Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.

إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى (٨)

8-)

Diyanet: Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.

Diyanet Vakfı: Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.

E. Hamdi Yazır: Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.

أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى (٩)

9-)

Diyanet: (Bundan) engelleyeni gördün mü?

Diyanet Vakfı: Gördün mü şu men edeni,

E. Hamdi Yazır: Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?

عَبْدًا إِذَا صَلَّى (١٠)

10-)

Diyanet: Sen, namaz kıldığında kulu.

Diyanet Vakfı: Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?

E. Hamdi Yazır: Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?

أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ عَلَى الْهُدَى (١١)

11-)

Diyanet: Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise;

Diyanet Vakfı: Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,

E. Hamdi Yazır: Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda olur,

أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى (١٢)

12-)

Diyanet: Ya da takvayı (Allah'a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa!?

Diyanet Vakfı: Yahut takvâyı emrediyorsa?

E. Hamdi Yazır: Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?

أَرَأَيْتَ إِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى (١٣)

13-)

Diyanet: Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?

Diyanet Vakfı: Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

E. Hamdi Yazır: Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,

أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللَّهَ يَرَى (١٤)

14-)

Diyanet: O Allah'ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?

Diyanet Vakfı: (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

E. Hamdi Yazır: O adam, Allah'ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?

كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ (١٥)

15-)

Diyanet: Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden;

Diyanet Vakfı: Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

E. Hamdi Yazır: Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden yakalar cehenneme sürükleriz.

نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ (١٦)

16-)

Diyanet: O yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

Diyanet Vakfı: O yalancı, günahkâr alından (perçemden),

E. Hamdi Yazır: O günahkâr ve yalancı perçeminden.

فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ (١٧)

17-)

Diyanet: Haydi, taraftarlarını çağırsın.

Diyanet Vakfı: O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

E. Hamdi Yazır: O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.

سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ (١٨)

18-)

Diyanet: Biz de zebânileri çağıracağız.

Diyanet Vakfı: Biz de zebânîleri çağıracağız.

E. Hamdi Yazır: Biz de Zebanileri çağıracağız.

كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ (١٩)

19-)

Diyanet: Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.

Diyanet Vakfı: Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

E. Hamdi Yazır: Sakın onu dinleme de (Rabbine) secde et ve yaklaş.

Diğer Sitelerimiz



Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. En kısa zamanda ses dosyaları da eklenecektir.

İletişim