Ayetel Kürsi

Ayetel Kürsi hakkında Hadisi Şerif; "Yatağa girdin mi Ayetel Kürsi'yi sonuna kadar oku. Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz."

 

Fecr Suresi Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Fecr Sûresî)

وَالْفَجْرِ. (١)

1-) Andolsun fecre.

وَلَيَالٍ عَشْرٍ. (٢)

2-) On geceye (Zilhicce ayının ilk on gecesine).

وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ. (٣)

3-) Çifte ve teke.

وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ. (٤)

4-) Gitmekte olan geceye.

هَلْ فِي ذَلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ. (٥)

5-) Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ. (٦)

6-) Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine?

إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ. (٧)

7-) Sütunlar sahibi İrem'e?

الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ. (٨)

8-) Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.

وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ. (٩)

9-) Vâdide kayaları yontan Semud kavmine?

وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ. (١٠)

10-) Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a?

الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ. (١١)

11-) Bunlar ülkelerde azmışlardı.

فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ. (١٢)

12-) Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı.

فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ. (١٣)

13-) Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.

إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ. (١٤)

14-) Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.

فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ. (١٥)

15-) Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.

وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ. (١٦)

16-) Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." der.

كَلَّا بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ. (١٧)

17-) Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.

وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ. (١٨)

18-) Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.

وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَمًّا. (١٩)

19-) Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden.

وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا. (٢٠)

20-) Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.

كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا. (٢١)

21-) Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,

وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا. (٢٢)

22-) Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,

وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْإِنْسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى. (٢٣)

23-) Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?

يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي. (٢٤)

24-) "Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim." der.

فَيَوْمَئِذٍ لَا يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ. (٢٥)

25-) Artık o gün Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ. (٢٦)

26-) Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ. (٢٧)

27-) Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً. (٢٨)

28-) Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön.

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي. (٢٩)

29-) Kullarımın arasına gir.

وَادْخُلِي جَنَّتِي. (٣٠)

30-) Cennetime gir.

Diğer Sitelerimiz



Arapça Latin harf Arapça okumada zorluk çekenlere kolaylık olması açısından konulmuştur. En kısa zamanda ses dosyaları da eklenecektir.

İletişim